Nöromarketing-Starbucks

Starbucks’a her geldiğimde kahvemi fincanda alır ve bir köşeye çekilir izlerim. Gelenlerin önce kasada sipariş vermelerini, sonrada isimlerini söylerken ses tınılarına dikat ederim.

Nasıl kahve istediklerini söylemeye çalışırlarken bazıları starbucks dilini kullanmaya çalışır (siodi ya da misto gibi), bazılarıda ne istiyorlarsa kendi dilleriyle söylerler. Buraya kadar ses tınıları arasında pek farklılık yoktur. Ama isimleri sorulduğunda en güçlü tınıyı kullanıp isimlerini vurguyla söylerler.

Sonra da isimlerinin söylenmesini beklerler, büyük bir sabırsızlıkla. Sanki acaip bir kavhe ihtiyaçları varmış gibi, sanki hemen kahvelerine kavuşmazlarsa krize girecekmiş gibi dururlar. Aslında bu davranış tam bir maskeleme durumudur. Asıl olan isimlerinin söylenmesini beklemeleridir.

Okuduğum bir makalede derki;

İNSANLAR EN ÇOK KENDİ İSİMLERİNİ DUYMAKTAN HOŞLANIRLAR

Çok doğru.

Verdiğim bir eğitimde katılımcılardan biri Strabuck’a gitmeyi çok sevdiğini, çünkü kendi isiminin söylenmesinden çok mutlu olduğunu söylemişti.

Bu hoşlanma içgüdüsü ilkel beyin düzende gerçekleşen bir durum. İlkel beyin ‘ben merkezci’ olduğundan size özel yapılan bir durumu algılayıp alım emri verip yaptığınızı onaylıyor. Ayrıca ilkel beyinle organize çalışan orta beyinde dopamin sagılayarak hoşnutluk, iyi olma halini yaratıyor. İşte bu nedenle kişiler Starbucks’a gitmeyi tercih ediyorlar, çünkü kendilerini burada özel hissediyorlar.

‘Kahveniz hazır’ diye isminiz haykırıldığında ilkel beyin ile ortak çalışan orta beyin sayesinde mutlu olan kişi her defasında bizi Starbucks’a getiriyor.

Çünkü burada ‘ben merkezli’ çalışmayı başarıyla uygulayıp önce beynimize kahveyi satıyorlar, e bizde ayıp olmasın diye içiyoruz.

Afiyet olsun….

 

Ali Özel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bana Yazın